II.Abdülhamit ve Modernleşme |
Öneri:
- II.Abdülhamit Donanmayı Çürüttü mü?
- II.Abdülhamit ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı
- II.Abdülhamit ve Güvenlik Politikaları
Batı Avrupa Tarzında Yenileşme Faaliyetlerinin yapılmasında etkili olan padişahlarından ilki Sultan II. Mahmud’dur (1808-1839). II. Mahmud, yapmış olduğu yenileşme faaliyetleriyle Osmanlı Devletindeki modernleşme sürecini, bir başka deyişle Osmanlı Devleti ve toplumunun Batılılaşmasını başlatmıştır.
II. Abdülhamit Devri Eğitim Alanında Yapılan Faaliyetler
Merkezi otoritenin menfaatleri doğrultusunda belirlenen
siyaset ve program çerçevesinde bütün tebaanın bir arada kaynaştırılması
istenmekteydi.
Sultan II. Abdülhamid, seleflerinin yapmış olduğu bu
çalışmaların üzerine hem okullaşma hem de teşkilatlanma anlamında çok şeyler
koymuştur; hatta bu geleneksel eğitimden modern eğitiminin oluşum sürecini adeta
tamamlamıştır, denebilir.
Nitekim Osman Ergin, II. Abdülhamid’in saltanatı yıllarında
yapılan eğitim faaliyetlerini değerlendirirken, bu döneme eğitimde yayılma ve
ilerleme yılları demektedir.
İbtidailer 200’den 4.000 - 5.000’e
Sıbyan mektepleri 10.000’e
Rüştiyeler 250’den 600’e
İdadiler ise 5’ten 104’e yükselmiştir.
Böylece Batı tarzında ilk ve orta tahsil, devletin
gözetiminde ve devletin eliyle genele yayılmıştır.
1878 Fünûn-i Maliye Mektebi,
1878 Hukuk Mektebi,
1879 Sanayi-i Nefise Mektebi
1884 Hendese-i Mülkiye Mektebi,
1889 Dilsizler ve Körler Mektebi, gibi mektepler
açılmıştır.
Bunlar arasında Aşiret Mektebi ve Şehzâdegân Mektebi dikkatleri
çeken eğitim kurumlandır.
Eğitim kurullarıyla birlikte bir de Maarif Nezareti’nin
yapılanması tamamlanmış; merkezi ve taşra eğitim teşkilatı kurulmuştur.
II. Abdülhamid’in yenileşme faaliyetleri bağlamında kısaca
temas edilen bu icraatları, inşa edilmek istenen modern merkezi Osmanlı Devleti
yolundaki en önemli araçlardan biri olarak değerlendirmek gerekiyor. Nitekim
bunların, devletin değişmesi ve dönüşmesi sürecine katkısı dört noktada
olmuştur:
Öncelikle, yapılan yenileşme faaliyetleriyle birlikte Batılı
anlamda modern eğitim kurumları oluşturulmuştur.
İkinci olarak, modern devlet kurumlarını idare edecek
bürokratlar ve memurlar bu şekilde yetiştirilmiştir. Yoğun olarak 1839’dan
itibaren kurulmak istenen modern bürokrasi kurumlarını idare edecek yetişmiş
eleman olmadığı için bunlar, daha ziyade tabela kurumları olarak kalmıştır.
Modern eğitim almış olan insanlar ortaya çıktıkça, bu kurumlar ancak gerçek
fonksiyonunu yerine getirir olmuştur. Bu ise, ancak II. Abdülhamid’in bu
faaliyetleri neticesinde gerçekleşmiştir.
Bunların üçüncü önemli sonucu ise, bu kuramlardan hizmet
alan bir halk kitlesi yetişmesidir. İşin en zor tarafı bu olsa gerekir. Tesis
edilen yeni kuramların işlevini ifa edebilmesi için bunlardan hizmet alacak
veya hizmet almayı talep edecek bir toplum olmadığı sürece, yapılanların atıl
kalması muhakkaktı. Sultan II. Abdülhamid işte bunu yapmıştır. Hem modern
eğitim kuramlarının oluşma sürecini tamamlamış, açılan okullardan mezun
olanlarla modern kuramları idare edecek memurlar ve bürokratlar yetiştirmiş ve
hem de bu kuramlardan hizmet alacak olan modern toplum ortaya çıkarmıştır.
II. Abdülhamid’in eğitim alanında yapmış olduğu bu
faaliyetler hakkında belirtilmesi gereken dördüncü nokta ise, bu icraatların
aynı zamanda geleneksel devletin modern merkezi devlete dönüşmesinin
araçlarından biri olarak önemli görev ifa etmesiydi.
Askeri okullarda yetişen yeni nesil subayların sayısına
gelince, II. Abdülahmid döneminde sözleşmeli olarak istidam edilen Alman Colmar
von der Goltz’un belirttiğine göre, 1883 yılında kendisinin göreve geldiği
sıralarda yılda 100’ün üzerinde subay orduda göreve başlarken, bu sayı daha
sonra dört kat artmış ve 700’e kadar yükselmiştir. Mekteb-i Harbiye mezunu genç
subayların sayısı, ilerleyen yıllarda artmaya devam etmiş ve 1900’ün başlarında
18.000 olan muvazzaf subaylar arasında mektepli olanların oranı % 25’e
ulaşmıştır.
II. Abdülhamit Devri Hukuk ve Adalet Alanında Yapılan Faaliyetler
II. Abdülhamid döneminde, başta memur olmak üzere, mevcut
mahkemeler arasında Nizâmiye Mahkemeleri’ne hakim yetiştirilmesi için Mekteb-i
Hukuk-i Şâhâne 1878 senesinde açılmış ve daha sonraları eksiklikleri giderilen
bu okul modern bir mahiyet kazanmıştır. Mezun olan yeni hakimlerle, mevcut
mahkemeler daha işler bir duruma gelmiştir.
II. Abdülhamid’in döneminde yapılan en önemli faaliyet, 4
Mayıs 1879’da çıkarılan bir fermanla, Adliye Nazırlığı’nın düzenlenerek modern
bir bakanlık şeklini almasıdır. Bakanlığın uhdesine, Şer’i Mahkemelerin
dışındaki diğer mahkemeler verilmiştir.
Mahkemelerin davaların her hangi bir dış müdahale olmadan
görülebilmesi için Sulh ve Ceza mahkemeleriyle alakalı usul konusunda iki kanun
1880 ve 1881 yılında çıkarılmıştır.
Osmanlı hukuk ve adalet sistemini çağın gereklerine göre bir
çatı altında toplayarak devletin kontrolüne almak istemiştir. Böylece hukuk ve
adalet hizmetlerini devletin uhdesine almak suretiyle, devletin gücünü ve
otoritesini mümkün olabildiğince memleketin her köşesine yaymaya gayret
etmiştir.
II. Abdülhamit Devri Basın-Yayın Alanında Yapılan Faaliyetler
Sultan II. Abdülhamid, basın tarihinde genel olarak sansür
uygulaması gibi bazı olumsuz örneklerle anılmasına rağmen, hükümdarlık
yıllarında modern kitap basımının temelleri atılmış, kitap ve basınla ilgili Avrupa
anlayışı benimsenmiştir.
Modem matbaanın, kitap basım tekniğinin ve gazetenin Osmanlı
resmi kültür hayatına girmesi Batı Avrupa’ya göre oldukça geç olmakla birlikte,
bu geç kalmaya bağlı olarak alt yapının uygun olmamasından dolayı bunların
gelişmesi ve toplum hayatındaki etkinlikleri istenildiği gibi olmamıştır.
Öncelikle, faaliyete geçen matbaa sayısında ciddi bir artış
yaşanmıştır. 1883 yılında tespit edilebilen resmi olarak 54 matbaa faal iken,
bu rakam 1908’de 99’a yükselmiştir.
II. Abdülhamid devrinin ilk ve son yılı hariç 1877- 1908
arasında çeşitli alanlarda toplam 8094 eser basılmıştır.
Jön Türklerin yurt dışında veya yurt içinde farklı
lisanlarda çıkardıkları gazetelerin sayısı konusunda 116 ve 153 gibi iki farklı
bilgi bulunmasına ve bunlardan bazılarının kısa süreli yayın hayatı olmasına
rağmen, ulaşılan bu sayı, aynı şekilde önceki dönemlere göre çok yüksektir.
Sultan II. Abdülhamid’in saltanatı yıllarında gerek matbaa
ve gerekse basılan kitap ile gazete sayısındaki bu artış oldukça önemlidir. II.
Abdülhamid her ne kadar sansür yoluyla bu yayınları kontrol altında tutmaya ve
muhtemel etkilerini azaltmaya çalışsa da, başarılı olamamıştır.
II. Abdülhamit Devri Ulaşım ve Haberleşme Faaliyetleri
II. Abdülhamid, hükümdarlığı yıllarında ulaşım ve haberleşme
alanlarında önemli icraatlara imza atmıştır.
II. Abdülhamid döneminde yapılan demir yollarını sembolize
eden en önemli ağ Bağdat Demiryolu’dur. Bunun ardından Hicaz Demiryolu ve Anadolu
Demir yolu gelmektedir.
1907-1908 yıllarında toplam 5.883 kilometre olan Osmanlı
demiryolları, II. Abdülhamid döneminde üç katma ulaşmıştır.
Karayolu yapımına bakıldığında ise, aynı şekilde bu
hükümdarın saltanat yıllarında önemli oranda bir artış olduğu görülecektir.
1858 yılında 6.500 kilometre olan kara yolları, 1895’de 14.395 ve 1904’de
23.675 kilometreye ulaşmıştır.
Nitekim 1882 yılında mevcut telgraf hatları 23.380 kilometre
iken, 1904’te 49.716 kilometreye yükselmiştir.
Merkezi otorite, yeni ulaştırma ve haberleşme vasıtalarıyla
devletin bütününe o günkü şartlarda mümkün olabildiğince hızlı bir şekilde ulaşabilecek
ve kendi otoritesini yaygınlaştırabilecektir.
II. Abdülhamit Devri Eğlence ve Kültür Alanında Yapılan Faaliyetler
II. Abdülhamid döneminde de, kültür alanında önemli
gelişmeler meydana gelmiştir.
Kurumsallaşma dışında, özellikle de orta ve yüksek öğretim
alanların ve yabancı dil bilenlerin sayısının artması, bu alandaki gelişmeleri
tetiklemiştir. Nitekim güzel sanatlar gibi yüksek meslek ve ihtisas
mekteplerinden mezun olanların ve bunlar arasında devletin çeşitli
kademelerinde görev alanların sayısı artmış; yabancı lisan bilen, Batı
Avrupa’yı yakinen takip eden ve buradaki siyasi ve felsefi gelişmeleri izleyen
ciddi bir genç zümre yetişmiştir. Böylesi bir zümrenin yetişmesi, Osmanlı
toplumundaki modern kültürel hayattaki gelişmeleri ve daha da önemlisi kültürel
değişimi olumlu yönde etkilemiştir.
a-) II. Abdülhamit Devrinde Müze
1881 yılında açılan Müze-i Hümayun’un müdürü Alman Philip
Anton Detheir’in ölümü üzerine, kısa bir süre sonra yerine Osmanlı Hamdi Bey
müdürlüğe getirilmiştir.
1884 yılında Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi’nin çıkartılmasını
sağlamıştır. Daha önceki adı Yeniçeri Müzesi olan Askeri Müze, 1908 yılında
modern bir müzeye dönüştürülerek başına Ahmed Muhtar Paşa getirilmiştir.
b-) II. Abdülhamit Devrinde Tiyatro
Osmanlı Devleti’nde tiyatro konusunda en önemli çalışmalara
imza atan Refik Ahmet Sevengil, bu tiyatronun yapılmasını değerlendirirken,
inşa tarihinin 1889 olmasından hareketle, bu tarihin tesadüfi olmadığını;
özellikle de Kaiser II. Wilhelm’in İstanbul’u ilk ziyaretine denk geldiğini
belirterek, bununla alakalı şu yorumu yapmaktadır:
Avrupa saraylarında olduğu gibi, Türk sarayında da küçük bir
tiyatro bulunduğunu göstermiş ve
kendisinin bu cins güzel sanatlardan hoşlandığını Alman imparatoruna
göstermiştir. II. Abdülhamid’in saltanat yıllarında İstanbul’un dünyanın
şöhretli ve belli başlı sanatçılarının uğrak yeri olduğunu belirtmektedir.
Saray dışındaki tiyatro gösterileri hakkında da bazı
bilgilere temas etmek gerekiyor. Tiyatro oyunları, ekseriyetle Ermeni
tiyatrocuların öncülüğünde İstanbul’un çeşitli yerlerinde sergilenmekteydi.
c-) II. Abdülhamit Devrinde Opera
Nitekim Ayşe Sultan’ın belirttiğine göre, II. Abdülhamid
İstanbul’a gelen İtalyan opera gurubundan bir aileyi maiyetine alarak Mızika-i
Hümayun’a kayıt ettirmiş ve bunların sarayda opera gösterisi yapmalarını
sağlamıştır.
d-) II. Abdülhamit Devrinde Sinema
II. Abdülhamid’in sinemaya olan tutkusuna ise Osman Nuri
temas etmektedir. Buna göre Sultan; Cuma, Pazar ve Çarşamba günleri hususi
olarak tiyatro ve sinema, o zamanki adı “sinematograf ’, seyretmekteydi.
1908’den itibaren başlayarak çeşitli şehirlerde halka
yönelik sinema salonlarının açıldığı bilinmektedir.
e-) II. Abdülhamit Devrinde Spor
Tespit edilebilen ilk Türk futbol kulübü 1901 yılında Black
Stocking adıyla Fuad Hüsnü Bey ve Reşad Danyal Bey tarafından kurulmuştur.
Günümüzdeki en önemli ve güzide futbol kulüplerinden olan Fenerbahçe (1907),
Galatasaray (1903) ve Beşiktaş’ın (1903) kuruluş tarihleri aynı şekilde II.
Abdülhamid’in dönemine kadar geri girmektedir. Aynı şekilde futbol ligi
müsabakaları 1903 yılında İzmir’de başlayarak, diğer bölgelere yayılmıştır.
Özet ve Genel Değerlendirmeler
II. Abdülhamid ve gerek seleflerinin homojen bir Osmanlı
Milleti oluşturamamalarının en önemli nedeni, Osmanlı Devleti’nin kendi iç
dinamiklerinden daha ziyade Düvel-i Muazzama’nın ısrarla takip ettiği bu yanlış
ve kasıtlı siyaset olduğu söylenebilir.
Devletin dağılmasını durdurmak için 19. yüzyılın ilk
yarısından itibaren yapılmasına başlanan Batı Avrupa Tarzı Yenileşme
Faaliyetleri, II. Abdülhamid ve onun yenileşme faaliyetlerini doğurmuştur.
II. Abdülhamid, gerek kurumsal ve gerekse toplumsal
alanlarda bunları devam ve hatta ikmal etmiştir. Fakat buna rağmen nihai olarak
arzu edilen sonuç bir türlü elde edilmemiş ve Osmanlı Devleti en sonunda
yıkılarak tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almıştır.
KAYNAKÇA
Devr-i Hamid - Erciyes Üniversitesi Yayınları