Napolyon savaşları nedir ve nelerdir? Napolyon savaşları kimler arasında yapılmıştır. Napolyon savaşlarının nedenleri nelerdir?
Napolyon Savaşları - Koalisyon Savaşları |
Fransız İhtilali Serisi:
- Fransız İhtilali Öncesi Avrupa'nın Genel Durumu
- Fransız İhtilali Öncesi Osmanlı'nın Genel Durumu
- Fransız İhtilali Öncesi Asya ve Afrika'nın Genel Durumu
- Fransız İhtilali Nedenleri
- Fransız İhtilali Nasıl Başladı
- Napolyon Savaşları - Fransa'nın Koalisyon Savaşları
- 1815 Viyana Kongresi
- Fransız İhtilali'nin Osmanlı'ya Etkisi
Napolyon savaşları anlatmaya başlanmadan önce bu koalisyon savaşının sebeplerini açıklamamız gerekmektedir. Zira napolyon savaşlarının sebeplerini öğrenemeyiz.
Avrupa İle Fransayı Karşı Karşıya Getiren Nedenler
1-İhtilalin ilk
gelişmeleri dışarda pek endişe yaratmadı. Fakat ihtilalin gelişmeleri ile korku
ile izlemeye başlamışladır. Avrupa devletlerinin bu korkuları kendilerini,
Fransa ile çatışmaya sürüklemiştir.
2-1789
gecesi ilan edilen, derebeyliğin ve ayrıcalıkların ilgası Fransa’ya
karşı tutumlarını önemli derecede etkilemiştir. Zira, derebeylik, o zamanki
Avrupa toplumlarının temel düzeni idi ve hükümdarlar da güçlerini böyle bir
düzenden almaktaydılar. Bu düzenin Fransa' da yıkılması, kendi halkları için de
bir örnek olabilirdi.
3-Derebeyliğin
yıkılmasına müteakip bir kısım asiller Fransa dışına kaçmaları ve Avrupa
monarklarını ihtilalciler aleyhine kışkırtmaları da etkili olan bir diğer
gelişmedir. Bunlar ihtilali bastırmak için, bir yandan asker toplamaya
çalışıyorlar, bir yandan da Avrupa'nın diğer hükümdarlarını, ihtilalcilere
karşı harekete geçirmek için yoğun propaganda yapıyorlardı.
4-28
Ağustos 1789'da İnsan ve Vatandaş Hakları Demeci'nin
ilanı ise, Avrupa monarşileri için büsbütün korkutucu oldu. Vatandaşların
eşitliği ve temel hak ve hürriyetlerinin ilanı, hükümdarın sınırsız otoritesi
için ağır bir darbe idi. Ya şimdi bütün halklar aynı şey için ayaklanırsa?
Bu,monarkların, akıllarına bile getirmek istemedikleri bir şeydi.
5-Fransız
İhtilali karşısında Fransa Kralı aciz bir durumda kalmıştı. Kral'ın halk
indindeki nüfuz ve prestijini kaybetmesi kendileri için bir ürperti halini
almıştı.
6-Kurucu Meclis,
1790’da kabul ettiği Kilise Yasası ile, Kilise'nin de
ayrıcalıklarını kaldırmış, Kilise mallarına elkoymuş ve Kiliseleri, mali
bakımdan devlete bağlamıştı. Keza, papazlar, göreve başlarken, İhtilal adına
yemin edeceklerdi. Bu yasa, Avrupa kiliselerinde ve özellikle Papalık
devletinde büyük tepkilere sebep oldu.
7-1791
Anayasası, "egemenlik millete aittir", "bütün
iktidarlar kaynağını milletten alır" ve "Kanundan daha üstün
bir otorite yoktur ve Kral ancak kanunla hükümdarlık yapar"
demekteydi. Bu fikirler Avrupa milletleri arasında yayılacak olursa, devletlerinin
sallanmaya başlaması işten bile değildi.
8-Fransa,
İhtilal fikirlerini bir yayılma aracı olarak kullanmaya başlamıştır.
Örneğin
a-) Alsace topraklarında bir takım
prenslikler vardı. Buralar halkının çoğunluğu da fransızdı. İşte bu fransız
halk, 1790’da ayaklanarak, kendilerini Fransa'ya kattıklarını ilan ettiler ve
Fransa’daki ihtilal rejimi de bu katılmayı kabul etti.
b-) Papalık Devleti'ne bağlı olan Avignon
halkı, Eylülünde 1791 ayaklanarak, Papalıktan ayrılıp, Fransa'ya
kauldıklarını ilan ettiler. Fransa bu katılmayı da kabul etti.
Bu olaylar da
monarkları ve özellikle sınırları içinde çeşitli milli azınlıkları barındıran
devletleri korkuttu. Demek oluyordu ki, kendi topraklarındaki herhangi bir halk
Fransa'ya katıldıklarını ilan etseler, Fransa, antlaşmalarla bağlı bulunduğu
yükümlülükleri bir yana koyup, bu toprak katılmalarını kabul edecekti.
» Kral Louis, 5
Ekim 1789'da Versay'dan Tuileries Sarayı'na geldiğindenberi kendisini büyük
baskı altında hissediyordu. İşte bu durum içinde, kaçmaya karar verdi. Bu plana
teşebbüs ederken, Avusturya Hollandası (Belçika) sınırına yakın Kral taraftarı
olan Kuzey Ordusu'na ulaşmayı Bu Orduya ulaşabilirse, ihtilalcilere karşı
direnebileceğini inanıyordu. Kral ve ailesinin Paris'ten çıkışı kolay oldu.
Fakat 1791 gecesi tanındı ve tutuklanarak Paris'e getirildi. Bu olay bütün
Fransa' da büyük heyecan uyandırdı.
» Kralın kaçma
teşebbüsü iki bakımdan önemli sonuçlar doğurdu.
1-Kralın bu kötü
niyeti karşısında, gerek halk içinde ve gerek Yasama Meclisi içinde bulunan
Cumhuriyet taraftarlarının sayıları çoğalmaya başladı.
2-Bu olayın,
Avrupa'nın diğer mutlak hükümdarları üzerinde yaptığı etkidir. Avrupa
hükümdarları, ilk defa olarak bir Kral'ın, ayaklanan bir milletin önünde küçük
düştüğünü görüyordu.
3-Kral'ın
kaçışının içerde doğurduğu bir diğer sonuç da, Yasama Meclisi'nin, Kral'ı,
görevlerinden almasıydı. Kral'ın ve karısının odalarının önüne nöbetçiler
dikilmiş ve dışarı ile temasları sıkı kontrol altına alınmıştı.
» Fransa Kralının
başına gelen olaya İlk tepkiyi Prusya ve Avusturya'dan
tarafından verildi.
» II. Katerina da
Avusturya ile Prusya'yı devamlı kışkırtıyordu. Amacı ise, bu iki devleti Fransa
ile uğraştırıp, o sırada Polonya'daki (Lehistan} bağımsızlık hareketinden
yararlanarak, Polonya topraklarından daha büyük bir parça koparmaktı.
» İngiltere ise şimdilik bu işlere karışmıyor ve gelişmeleri dikkatle izliyordu.
Avusturya ve Prusya İle Savaş
Pillnitz Bildirisi
» Prusya Kralı
ile Avusturya İmparatoru biraraya gelerek Fransa'nın durumunu görüştüler 27
Ağustos 1791 de Pillnitz Bildirisi yayınladılar.
1-Fransa
Kralı'nın içinde bulunduğu durumun bütün Avrupa hükümdarlarını ilgilendirdiği için
XVI. Louis’i tahta geçirmek üzere harekete geçileceği bildiriliyordu.
2-Pillnitz
görüşmelerinde "Göçmenler Ordusu" kurmasıda
kararlaştırılmıştı.
» Fransa,
Avusturya'dan Göçmenler Ordusu'nun dağıtılmasını istedi.Lakin Fransa
istediği neticeyi alamayınca 1792'de, Avusturya ve Bohemya
Kralı savaş İlan etti.
» Fransa savaşa
çok kötü şartlar içinde giriyordu. Zira ortada düzenli bir ordu yoktu.
» Avusturya ile
beraber Prusya da savaşa katılmış ve müttefik orduların komutasını, Prusyalı
Mareşal de Duc de Brunswick üzerine almıştı. Brunswick kuvvetleri
Fransa sınırlarını aşıp, Fransız ordularını yendikten sonra, kendilerine Paris
yolu açılmıştı. Fakat, müttefik orduların ilerleyişi bundan sonra yavaşladı.
Çünkü, Brunswick'in amacı Fransa'yı işgal etmek değildi. Esas amaç,
ihtilalcilere baskı yapmaktı.
» Duc de
Brunswick, Fransa'ya baskısını askeri güçle değil, başka yolla yapmak istedi.
1792’de bir bildiri yayınlayarak, Kralın otoritesini iade etmek için
Fransız topraklarını işgal ettiğini, Kral ve ailesine bir zarar geldiği
takdirde, Fransızların çok ağır bir şekilde cezalandırılacaklarını bildirdi.
Bildiri gerçekten çok ağırdı.
Valmy Savunması
» Duc de
Brunswik, farkına varmadan, Fransız milliyetçiliğini ve Fransız
vatanperverliğini harekete geçirdi. Kral ve Kraliçeyi Temple kulesine hapsettiler. Böylece Krallık,
"fiilen" sona eriyordu. Fransız orduları 1792'de Valmy
Savunması ile Brunwick'in ilerleyişini durdurdu.
» Valmy
savunmasının yapıldığı gün Krallığın ilgası ile Cumhuriyet'in ilanına
karar verildi. Bu suretle Fransa' da Krallık ve onunla birlikte, 1789 danberi
devam eden "meşruti monarşi" sona eriyor ve Cumhuriyet dönemi
başlıyordu. Buna, Fransa tarihinde I. Cumhuriyet denir ve 1804 Aralık ayına
kadar devam edecektir.
» Cumhuriyet
rejiminin ilk meclisi "Convention" (Konvansiyon) adın alır.
» Konvansiyon'un
Avrupa'ya karşı yaptığı ilk iş, 15 Aralık 1792'de Avrupa Halklarına bir bildiri
yayınlamasıdır. Bu bildiri ile, Avrupa halklarına da Fransız İhtilalinin
ilkeleri tanınıyor ve Fransız ordusuna bu ilkeleri yayma ve uygulama görevi
veriliyordu.
» Konvansiyonun
ikinci ve büyük icraatı, Kralın idam edilmesidir. XVI. Louis, 21 Ocak 1793 günü
giyotinle idam edilmiştir.
İngiltere'nin Savaşa Katılması ve Fransa'ya Karşı Birinci Koalisyon
» Kralın idamı,
Fransa'yı bütün Avrupa ile savaş haline getirdi. Çünkü tepkileri çok derin
oldu.
» Fransa,
Avusturya ve Prusya ile savaşa tutuştuğu zaman İngiltere kımıldamamıştı. Çünkü,
Başbakan Pitt, dışarda bir takım sorunlarla uğraşmaktansa, İngiltere'nin mali
ve ekonomik sorunlarını çözümlemeyi tercih etmişti. Hatta, ihtilalin ilk
yıllarında ihtilali, az çok sempati ile karşılamıştı. Fakat 1792' den itibare
ortaya çıkan gelişmeler, İngiltere'nin tutumunu değiştirmiştir.
» Valmy
savunmasından sonra Fransız orduları, muharebelerde başarılı olmaya başladılar.
1792 Avusturyalıları yenen Fransızlar, bugünkü Belçika'yı tamamen ele
geçirdiler.
» Avrupa’ya
göre Fransa, milletleri hürriyete kavuşturmak bahanesiyle bir fetih ve ilhak
politikası izlemekteydi. Özellikle Belçika'nın Fransa'nın eline geçmesi,
İngiltere'yi en hassas noktasından vurmuştu. Çünkü, İngiltere Manş kıyılarında
kuvvetli bir devletin bulunmasını, Avrupa dengesi bakımından daima tehlikeli
bulurdu. Şimdi İngiltere'ye göre Fransa'nın Belçika'ya yerleşmesi Avrupa dengesini
bozuyordu. İngiltere buna seyirci kalamazdı.
» Kral'ın idamı
ise İngiltere'de büyük korku ve heyecan uyandırdı. İhtilalciler fazla ileri
gitmeye başlamıştı.
» Nihayet burada,
İngiltere'nin, şimdi Fransa'dan Amerikan ihtilali’nin intikamını almak istemesini
de gözönünde tutmak gerekir.
» Bütün bu
sebeplerden İngiliz-Fransız münasebetleri gerginleşince, Konvansiyon
1793'te İngiltere ve Hollanda'ya savaş ilan
etti. Ne varki, bu savaş ilanı kararından sonra, İspanya, Hollanda,
Napoli, Toskana, Venedik ve Papa
da Fransa'ya karşı savaşa dahil oldular. Fransa'nın karşısında
yer alan devletler blokuna Birinci Koalisyon denir.
» Birinci
Koalisyon'un kurulması ile beraber, Fransa'nın savaş alanındaki durumu yeniden
kötüleşti. Bir dizi yenilgiler başladı. Fransa Belçika' dan çıkarıldı ve
kuzeyde ele geçirdiği bir çok şehirleri tekrar kaybetmek zorunda kaldı.
» Dışarda durum
böyle iken, Fransa'nın içi de karıştı. Mecburi askerlik sistemi kabul
edildiğinden, bir çok şehirlerde, mecburi askerliğe karşı ayaklanmalar çıktı.
Bu durum içinde sıkı tedbirler almak gerekiyordu. Bu sebeple Konvansiyon
anayasayı yürürlükten kaldırdı. Bir "Selameti Umumiye
Komitesi" kuruldu. İhtilal Mahkemeleri kuruldu ve "Şüpheliler
Kanunu" çıkarıldı. Bu kanun çerçevesinde, kendisinden en küçük ölçüde
şüphe edilenler bile, İhtilal Mahkemeleri'ne sevkedilerek ağır cezalara ve
çoğunlukla ölüm cezasına mahkum oluyordu. Her türlü kişi hak ve hürriyetleri
rafa kaldırılmıştı. Hasılı Fransa' da bir Terör rejimi uygulandı.
» Konvansiyon'un
aldığı sert tedbirler 1794 yılında etkilerini göstermeye başladı ve durum
düzeldi.
» Fransız orduları 1794 Avusturyalıları yenerek Belçika'ya girdiler. Diğer bir Fransız ordusu ise, İngiliz ve Hollandalıları yenerek Hollandayı işgal ettiler.
Fransa'nın
durumunun düzelmesinde şu sebepler rol oynamaktaydı:
1-İngiltere,
Fransa'ya karşı savaşa katılmakla beraber, Avrupa karasındaki mu harebelere
aktif bir şekilde katılmadı. Esas itibariyle para yardımı yapıyordu. İngiltere,
Fransa'nın kısa sürede yenileceğini düşünerek Fransa'nın sömürgelerini ele
geçirmeye çalışıyordu. İngiltere ile Fransa arasındaki savaş sömürgelerde
yapılmaktaydı.
2-Karada çarpışan
müttefik kuvvetleri kuşatma muharebesi yapmaktaydılar.
3-Avusturya'nın
savaşla çok meşgul bulunduğu bir sırada, Prusya ve Rusya arasında Polonya
sorunu çıkmaya başlamıştı. Prusya dikkatini Polonya'ya yönelterek,
Fransa'ya karşı yapılan savaşta Avusturya’ya fazla bir yardım yapmadı.
» 1794
sonlarından itibaren Fransa'nın zaferler elde etmeye başlaması ile birinci
koalisyon parçalandı. Her biri yavaş yavaş savaştan çekilmeye başladılar.
» İlk barış
antlaşmasını 1795’de Prusya imzaladı. Bu barış antlaşması ile
Prusya, Ren'in batı kıyılarının Fransa'ya ait olduğunu kabul ediyordu.
» Prusya'nın
arkasından Hollanda da barış imza etti. Hollanda'da, Fransa'nın
etkisiyle bir Batavya Cumhuriyeti kurulmuştu. Bu
olay, ihtilal fikirlerinin dışardaki ilk önemli etkisi ve zaferi idi. 1795’de
Hollanda'nın imza ettiği barışa göre Hollanda Fransa'nın ittifakına
giriyor, donanmasını Fransa'ya bırakıyor, 25.000 kişilik bir işgal ordusunu
beslemeyi kabul ediyor ve nihayet Fransa'ya 100 milyon Florin savaş tazminatı
ödemeyi kabul ediyordu.
» Hollanda'nın
barış imza etmesi ve özellikle Fransa'nın ittifakına girmesi üzerine İngiltere
Hollanda güyanı’nı işgal etti.
» Fransa ile
barış imzalayan üçüncü devlet İspanya oldu. İspanya ile barş 1795’te
imzalandı. Bu anlaşma ile İspanya tarafsız kalmayı taahhüt ediyordu.
Fakat bir yıl sonra Fransa, İspanya'yı ittifakına alacaktır.
» Bu barış
antlaşmalarından en önemlisi, hiç şüphe yok ki, Prusya ile olanıdır. Zira,
İhtilal Fransası ilk defa olarak Avrupa'nın kuwetli devletlerinden biri
tarafından tanınmış oluyordu. Bu barış antlaşmasının giriş kısmında Fransa'nın
adı ''Fransız Cumhuriyeti" diye geçiyordu.
» Hollanda ve
İspanya ile yapılan barışlar ise, Fransa'yı deniz kuvveti bakımından
güçlendirmekteydi.
» Barışı imza
etmemiş olan iki devlet, Avusturya ile İngiltere'ydi.
» Bu barış antlaşmalarından sonra Konvansiyon'un görevini sona erdiriyordu ve normal bir yönetime geçmek üzere, 1795 III. Yıl Anayasası denen yeni bir Anayasa ile yönetimi kuruluyordu. Bu yeni rejimin özelliği, yürütme kuvvetinin bir tek kişi yerine, beş kişilik bir kurula verilmesiydi.
Napolyon Bonapart Kimdir?
» Napoleon
Bonaparte, 1769 yılında Korsika'nın Ajaccio şehrinde doğdu. Babası fakir bir
avukattı. Napolyon 8 kardeş içinde, yaş itibariyle ikincidir.
» Napolyon 10
yaşında iken, Korsika' daki Fransız Valisinin yardımı ile Fransa' daki Brienne
askeri okuluna parasız yatılı olarak kabul edildi. Bu okulda, özellikle
matematik ve tarihten iyi notlar almıştır. Hafızası fevkalade kuvvetliydi.
Fakat bu okuldaki öğrenimi, kendisini parlak zekalı bir öğrenci olarak
göstermemiştir.
» Napolyon, bu
okuldan 1785 yılında topçu subayı olarak mezun oldu. Aynı yıl babası da
öldüğünden, ailesinin bütün yükü onun üzerine çöktü ve bu sebeple de ilk yıllar
çok sıkıntılı günler geçirdi.
» Napolyon'un
bir asker olarak yıldızının ilk parlaması, 1793 Toulon ayaklanmasında olmuştur.
Toulon halkı İngilizleri yardıma çağırmış ve İngilizler Toulon limanını kuşatmışlardı.
Bu kuşatmayı kırmak için, Napolyon'un bir topçu subayı olarak Savaş Konseyi'ne
sunduğu plan kabul edilmiş ve bu planın uygulanması ile İngilizler Toulon'dan
kaçarak kuşatmaya son vermişler ve Toulon kurtarılmıştır. Kaçarken İngiliz
donanması epey de kayıp vermiştir. Bu başarı üzerine Napolyon, 24 yaşında
iken Generalliğe terfi ettirildi.
» Napolyon bu
sırada, Jakobenler'den Robespierre'in kardeşi ile yakın arkadaştı.
Robespierre'in idamından sonra, Jakobenler'le ilgisinden dolayı tutuklandı ve
giyotine gitme tehlikesi geçirdi. Lakin kurtuldu. Bir süre boşta gezen ve
gözden düşen Toulon kahramanı, 1795 yılının sonlarında, Kralcıların Paris'te
çıkardıkları bir ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Napolyon bu
ayaklanmayı sert bir şekilde bastırınca, yıldızı yeniden parladı. Zira bu
ayaklanmayı bastırmakla Direktuarı kurtarmıştı.
» Direktörlerden
Carnot, Napolyon'dan çok hoşlanmıştı. Carnot, Napolyon'u çok takdir ediyordu.
» Josephine de
Beauharnais ile tanışıp evlendi. Bu kadının direktörler üzerinde büyük nüfuzu
vardı. Bu suretle Napolyon'un, iki etkin Direktör ile yakın temas kurması,
kendisinin, Avusturya'ya karşı sevkedilecek ordunun komutanlığına getirilmesini
sağladı.
Avusturya'nın Yenilmesi: 1796-1797
» Direktuvar'ın
ilk işi, Avusturyayı yenmek için harekete geçmek oldu.
» Napolyon 1796
ilkbaharında Karşısına Sardunya ve Avusturya orduları çıktı. Napolyon bu
ikisini birbirinden ayırdı ve 1796 Sardunya'yı yenerek barış imzaladı.
» Bundan sonra
Avusturya ordusunu yenen Napolyon 14 Mayısta Milano'ya girdi. Napolyon,
kuzey İtalya halkına, kendilerine hürriyet getirdiğini ilan ederek Avusturya'ya
karşı ayaklanmalarını bildirdi. Bu konuda da başarılı oldu.
Campo Formio Barışı
» Napolyon'un
bütün kuzey İtalya'ya kontrol altına alması üzerine, Avusturya
Napolyon'la, 17 Ekim 1797'de, Campo Formio barışını
imzalamak zorunda kaldı. Bu barışın imzalanmasında Napolyon, Direktuar'ın
kendisine verdiği talimatı bir kenara atıp kendi görüşlerine göre bir barış
yapmıştı. Fakat Avusturya'nın barış imzaladığı haberi Paris'te o derece sevinç
gösterilerine sebep oldu ki, Napolyon ismi, genç bir general olarak, bütün
ağızlarda dolaşıyordu. Fransa şimdiye kadar bu kadar güzel bir barış
yapmamıştı. Zira Fransa şimdi tabii sınırlarını kazanıyordu. Napolyon kuzey
İtalya' da gerçek bir ihtilal yapmıştı.
» Campo Formio
barışına göre: 1795'de Fransa'nın işgal ve ilhak ettiği Belçika'nın,
Fransa'ya ait olduğunu Avusturya kabul ediyordu. Belçika'nın kaybına karşılık,
Venedik Cumhuriyeti toprakları, Avusturya ile Fransa arasında bölüşüyordu.
Adige nehrine kadar olan Dalmaçya kıyılarını Avusturya alıyordu. Adige nehrinin
sağında kalan topraklar, Napolyon'un kurduğu "Cisalpine "
Cumhuriyetinin oluyordu. Venedik'e ait Yedi Ada’yı Fransa alıyordu. Venedik
donanması da keza Fransa’ya geçiyordu.
Campo Formio Antlaşmasının Önemi
1-Venedik
Cumhuriyeti artık tarihten siliniyordu.
2-Avusturya
Adriyatik Denizi' ne çıkıyordu.
3-Yedi Ada'yı
alan Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile komşu oluyordu. Bu komşuluk ve yakınlık
sebebiyle, ihtilal fikirleri Osmanlı İmparatorluğunun Balkan topraklarına da
sıçrayacak ve bu durum Osmanlı-Fransız münasebetlerini etkileyecektir.
4-Napolyon'un
kuzey İtalya'da bir takım "Cumhuriyetler" kurmasıyla ihtilal
fikirleri bütün kuzey İtalya'ya yayılacak ve bu durum İtalyan milli birliğine
giden yolu açacaktır.
"İngiltere İle Mücadele: Napolyon'un Mısır Seferi 1798-1799
» İngiltere
yalnız kalınca, Fransa ile barış yapmak istedi. 1797 yılında Fransa ile
İngiltere arasında bir uzlaşma görüşmeleri yapıldı. Fakat bir sonuç çıkmadı.
Fransa Dışişleri
Bakanı Talleyrand İngiltere’yi dize getirmek için şu teklifi sundu;
İngiltere'ye
"hassas" olduğu bir noktadan vurmak gerekir. Bu nokta da Mısır' dır.
Mısır, İngiltere'nin Hindistan'la olan ulaşım yollarının üzerinde gayet
stratejik bir noktaydı. Bu nokta ele geçirilir ve İngiltere'nin Hindistan'la
olan bağlantısı burada kesilecek olursa, İngiltere ekonomik sıkıntıya düşer ve
Fransa ile barışa mecbur kalırdı. Ayrıca, Talleyrand'a göre Osmanlı
İmparatorluğu'nun Mısır üzerindeki otoritesi zayıf olduğundan burası kolayca
ele geçirilebilir ve Fransa bir sömürge kazanabilirdi.
» Napolyon'un
kafasında ise, Mısır sınırlarını aşan geniş tasarılar vardı. Akdeniz'de, Malta
ve Mısır'ı ele geçirerek, İngiltereyi Kızıl Deniz'den kovacak, Süveyş'te kanal
açarak, Hindistan'a kadar uzanacaktı. Napolyon'a göre, Mısır seferi,
İngiltere'yi barışa zorlamanın çok ötesinde bir nitelik taşımaktaydı.
» Fransa büyük
bir donanma ve 35.000 askerle Napolyon 19 Mayıs 1798'de Toulon
limanından hareket etti.
» Napolyon,
Toulon'dan ayrıldıktan sonra, yolda Malta'yı ele geçirdi ve 2
Temmuz 1798' de İskenderiye'ye gelerek orasını da işgal etti.
» Napolyon,
Temmuz'da Kölemenler'le yaptığı Ehramlar Muharebesi'ni
kazanarak Kahire'yi işgal etti.
» Amiral
Nelson komutasındaki İngiliz donanması Fransız donanmasını
İskenderiye'de yakaladı. 1 Ağustos 1789 Abukir (veya Ebuhır) koyunda
yatmakta olan Fransız donanmasına ani bir baskın yaptı. Vakit gece
yarısı olduğu zaman, güçlükle kaçabilen dört gemi hariç, Fransız donanması diye
bir şey kalmamıştı. Napolyon'un Fransa ile bağlantısı kopmuştu artık.
» Kur'an'ın
yalanlarla dolu olduğunu söyleyen Napolyon, Mısır'a ayak bastığından itibaren,
halkın sempatisini çekmek için İslam'ı kullanmaya çalışmıştır.
» Mısır
seferi, Fransa'ya karşı yapılan mücadeleye iki yeni devletin de katılmasına
sebep olmuştur: Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu.
Rusya'nın Koalisyon Savaşlarına Katılmasının Sebepleri:
1-Malta Şövalyeleri Rus Çarı'nın himayesine girmişlerdi. Napolyon'un, Mısır'a gelirken Malta'yı
alması Rusya'yı sinirlendirdi.
2-Campo Formio
Antlaşması ile Yedi Ada'yı alan Fransa, buradan Mora ve Arnavutluk'ta
kışkırtmalar yapıyordu. Balkanlar'a kendisi göz koyan Rusya, buraların
Fransa'nın eline geçmesinden korkmaya başladı.
3-Mısır'ı ele geçiren Napolyon, buradan yukarı çıkabilir ve Osmanlı
İmparatorluğu'nu yıkabilirdi.
Halbuki Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde Rusya'nın emelleri
vardır.
» Bu sebeple, İngiltere
1798'de ve Rusya da 1799'da Osmanlı Devletiyle ittifak yaptılar.
» Tarihte ilk
defa olarak Rus donanması Boğazlar' dan geçti ve Osmanlı donanması ile
birlikte Yedi Ada'yı zabtetti.
» Napolyon,
Suriye'yi işgal ederek Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak üzere 1798
Aralık ayında harekete geçti. Gazze ve Yafa'yı aldıktan
sonra, Mart 1799'da Akka önlerine geldi. Yafa'yı
aldığında, 3.000 kadar Türk, esir olarak Napolyon'un eline düşmüştü. Napolyon
bunların hepsini öldürtmüştür.
» Akka'yı,
Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizam-ı Cedit askeri savunuyordu.
Osmanlı ve İngiliz donanması da Cezzar Ahmet Paşa'ya denizden yardım ediyordu.
Napolyon Akka'yı kuşatma altına aldı ve bu kaleyi düşürmek için iki ay uğraştı.
Denizle bağlantısı kesildiğinden, Mısır'dan da çok uzaklaşmış olduğundan ve
Kölemen çeteleri de Napolyon kuvvetlerini arkadan vurmaya başladığından,
Napolyon'un askerleri büyük sıkıntı içine düştü. Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa
ile anlaşmak için kendisine bir kaç defa mektup yazdı ise de, Paşa bu
mektuplara cevap bile vermedi. Napolyon, Akka'nın kuşatmasına daha
fazla devam edemiyeceğini görünce, 25 Mayıs 1799'da kuşatmaya son
vererek, dönmek üzere harekete geçti. Akka hezimeti Napolyon'un ilk
yenilgisi oluyordu.
» Bu sırada
Fransa'nın iç durumu karışmıştı. Direktuvar'ın yönetimi çok gevşekti. Suistimal
alıp yürümüştü. Halk bundan çok şikayetçiydi. Diğer taraftan, İngiltere
Fransa'ya karşı ikinci koalisyonu kurmuş, şimdi Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu
da savaşa dahil olmuş ve Avusturya yeniden savaşa başlamıştı. Bu sebeple, Napolyon
Fransa'nın yönetimini eline almaya karar verdi ve Fransa'ya dönerek, bir askeri
darbe yaparak, Meclis'i dağıttı ve Direktuvar yönetimine son verdi.
» 1799’da
Konsüllük Napolyon (Consulat) rejimini kurdu.
» Bu suretle
Napolyon 15 yıl süre ile Fransa'nın kaderini eline almış olmaktaydı.
Fransa'ya Karşı İkinci Koalisyon
» Napolyon'un
Mısır seferi sırasında, İngiltere, Rusya ve Osmanlı
İmparatorluğu Fransa'ya karşı birleşmişlerdi. Fakat aynı zamanda
Avusturya da Fransa'ya karşı harekete geçmişti. Böylece Fransa’ya
karşı ikinci koalisyon kurulmuştu.
» Napolyon
Fransa'ya döndüğü zaman Fransa'nın durumu kötüydü. Napolyon hükümet darbesini
tamamlayıp, iktidarı ele alınca, İngiltere ve Avusturya'ya barış teklif ettiyse
de, olumlu cevap alamadı. Bunun üzerine Napolyon da harekete geçti.
1800’de Avusturyalıları hezimete uğrattı.
Lunevelli Barışı
» Bu yenilgiler
üzerine Avusturya barışa razı oldu 1801'de iki devlet
arasında Lunevelli barışı imzalandı.
Lunevelli Barışına Maddelerine Göre;
1-Avusturya Campo
Formio başarısını bir kere daha kabul ediyordu. Yalnız Campo Formio'dan farklı olarak, Napolyon da Papalık
Devleti’nin yeniden kurulmasını kabul ediyordu.
» Avusturya'nın
savaştan çekilmesinden sonra ikinci koalisyon dağılmaya başladı. Bir defa,
Osmanlı Devleti'nin hem Rusya ve hem de İngiltere ile arası açıldı. Rusya Yedi
Ada'dan çekilmek istememişti. İngiltere de, Mısır'ın Hindistan bakımından
arzettiği önemi gördüğünden, Mısır'dan askerini çekmek istememişti. Bu şekilde
Osmanlı Devleti'nin bu iki devletle münasebetleri bozuldu.
» İngiltere ile
Rusya'nın da birbirleriyle münasebetleri bozuldu. İngiltere, yine Malta'nın,
"Hindistan Yolu" üzerindeki stratejik önemin gördüğünden, Akdeniz'in
bu stratejik adasından çekilmek istemedi. Halbuki Malta Şövalyeleri Rusya'nın
koruması altında idiler. İngiltere'nin Malta'yı işgal ile buradan çekilmek
istememesi Rusya ile münasebetleıini bozdu.
» Avusturya ile
Rusya'nın da münasebetleri bozuldu. Her iki devletin de orduları kuzey İtalya'ya
girip fransızları yendikten sonra, iki devlet arasında görüş ayrılıkları ortaya
çıktı. Avusturya, eskiden olduğu gibi Kuzey İtalya'ya yerleşmek ve burasını
kendi kontrolu altında tutmak istiyordu. Rusya ise, İtalya'nın bu bölgesinde
kendisine minnettar bağımsız devletler kurma peşindeydi.
Amiens Barışı
» İngiltere'ye
gelince: İngiltere bu sırada iç güçlüklerle karşı karşıya kalmıştı. Devamlı
muharebeler ve Fransa'nın Avrupa'da toprak kazanması sonucu, mali ve ekonomik
sıkıntılar içerisine girdi.
» İngiltere bu
şartlar içinde iken, Luneville barışının imzası üzerine Pitt Başbakanlıktan
düştü. Yerine Başbakan olan Addington hemen Fransa ile barışa
yanaştı. Fransa da zaten savaştan yorulmuştu. Sonunda, 27 Mart
1802'de, İngiltere ile Fransa arasında, Amiens’
barışı imzalandı.
Amiens Barışına Maddelerine Göre
1-İngiltere İspanya
ve Hollanda' dan ele geçirmiş olduğu bütün sömürgeleri bu iki devlete iade
edecek, yalnız Seylan ve Trinidad İngiltere'de kalacaktı.
2-Malta adasını
İngiltere Malta Şövalyelerine iade deceği gibi, Mısır'daki askerini de geri
çekecekti.
3-Fransa da, keza
Mısır'dan ve Papalık arazisinden askerini geri çekecekti.
» Amiens Barış
Antlaşması'nın 8, 9, 17 ve 19. maddeleri Osmanlı Devleti'ni de
ilgilendirmekteydi.
» Amiens
Barışının 8. madde ile, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü savaştan önceki
şekline kabul ediliyor (Mısır Osmanlınındır anlamına geliyor) ve 19 madde ile
de Amiens Barışı'nı Osmanlı Devleti de imza etmiş sayılıyordu.
Napolyon'un Reformları
» Fransa'nın
idari taksimatını merkeziyetçi sistem esasına göre yeniden düzenledi. Bugünkü
vilayet ve ilçe sistemi Napolyon tarafından kurulmuştur.
» O zamana kadar
Fransa'da yargıçlar halk tarafından seçilirdi. Napolyon'un yaptığı adalet
reformu ile, yargıçlar hükümet tarafından tayin edilmeye başlandı.
» Vergilerin
toplanmasını hükümet adına hükümet memurlarına verdi. Mali sahadaki en büyük
yenilik ise, bugünkü Fransız Merkez Bankası kurulmasıdır. Devlet adına para
basma görevi bu bankaya verildi.
» Memurların daha
iyi yetişmesini sağlamak için Napolyon, orta öğretim kuruluşlarının yönetimini
Devlet'e verdi. Bugünkü "Lise"ler Napolyon tarafından kurulmuştur.
» İlk Fransız
Medeni Kanunu da yine Napolyon tarafından çıkarıldı. Buna "Code
Napoleon" deniyordu.
» Fransız
ihtilalcilerinin 1790 Nisanında yayınladığı Kilise Yasası üzerine Papa'nın Fransa
ile arası açılmıştı. Daha sonra 1797 Campo Formio barışı ile Napolyon Papalık
Devleti'ne son verdi. Lakin 1801 Luneville barışı ile Papalık Devleti'nin
yeniden kurulmasını kabul etti ve Papa ile barıştı. Bundan sonra Napolyon,
bütün papazları bir hiyerarşiye tabi tuttu. Papazlar, bundan böyle Devlet'ten
maaş alacaklardı. Katoliklik, resmi ve ayrıcalıklı bir din haline getirildi.
Napolyon'un din alanındaki bu reformları kendisine bütün Fransa' da büyük
prestij sağladı.
» Napolyon eski
rejim kültürel, siyasal ve idari bakımdan dağınık olan ve ihtilalin hürriyet
fikirlerinin etkisiyle büsbütün dağınıklaşan Fransa'yı reformları derli toplu
hale getirmiştir.
» Napolyon Bir
halk oylaması ve yeni bir anayasa ile 1802'de ömrünün sonuna kadar Birinci
Konsül oldu. Fakat Napolyon bu kadarla da yetinmedi. 2 Aralık 1804'de kendisini
İmparator olarak ilan etti. Bu suretle Fransa' da 1792'de kurulan Birinci
Cumhuriyet sona ermiş oluyordu.
» Napolyon'un
kendisini İmparator olarak ilan etmesi, "milli irade" kavramını başta
olmak üzere, İhtilal'in bütün eserlerini öldürmüş oluyordu. Napolyon, Tuileries
Sarayı'na yerleşti ve Bourbon'lar zamanındaki debdebeli saray hayatı tekrar
başladı. Ailesinin bütün üyeleri Prens veya Prenses ünvanını aldı. Bourbon'lar
zamanında olduğu gibi, bir asiller sınıfı meydana geldi. Bir çok hürriyetlere
sınırlamalar getirildi. Polis rejimi şiddetlendirildi. En ufak bir şüphe
üzerine vatandaşlar hapse atılıyordu.
» Napolyon'un bu
faaliyetleri ve bu yönetim şekli ikili bir muhalefet doğurdu: Bir yanda
Cumhuriyetçilerin, öte yanda da Kralcıların muhalefeti.
Fransa'ya Karşı Üçüncü Koalisyon
» Amiens
barışının sağladığı sükünet ancak bir kaç ay devam edebildi. Özellikle
İngiliz-fransız münasebetleri bozulmaya başladı.
» Napolyon,
Mısır'la yeniden meşgul olmaya başlamıştı ve Napolyon'un bütün bu deniz-aşırı
faaliyetleri İngiltere'yi kuşkulandırıyordu.
» İngiltere'nin
Fransa ile barış halinde bulunması, İngiltere'ye bir yarar sağlamıyordu. Bu
sebepten ingiliz tüccarları bu barışı eleştirmeye başladılar.
» Napolyon
Piyemonte ve İsviçre'yi de Fransa'ya ilhak etmişti. Amiens barışına göre de,
İngiltere'nin de Malta' dan çekilmesi gerekiyordu. Fakat İngiltere, Fransa
İsviçre ve Piyemonte'den çekilmedikçe, kendisinin de Malta'yı terketmiyeceğirıi
bildirince. Fransa, 26 Nisan 1803'de İngiltereye
savaş ilan etti.
» Prusya
tarafsız kaldı.
» Rusya,
Avusturya 6 Kasım 1804'de bir ittifak yaptılar.
Avusturya-Rusya birleşmesi karşısında İngiltere de Rusya'ya yanaştı ve 11
Nisan 1805'de bu iki devlet arasında da bir ittifak imzalandı.
Bu ittifaka göre;
1-İngiltere, 500
bin kişilik bir ordunun masraflarını üzerine alacak
2-Hollanda,
İsveçre ve Kuzey İtalya devletlerinin bağımsızlığı sağlanacak
» Napolyon,
17 Mart 1805'de, kuzey İtalya'daki cumhuriyetlere son vererek, kendisini
İtalya kralı ilan etti. Bunun
üzerine, Avusturya da İngiliz-Rus ittifakına katıldı ve böylece
Fransa'ya karşı Üçüncü Koalisyon kurulmuş oldu.
Üçüncü Koalisyon'un, Üç Önemli Muharebesi Vardır:
1-Napolyon,
İngiltere'yi kesin olarak dize getirmek için Britanya adasını işgale karar
vermiş ve bunun için de büyük bir ordu ile bir donanma hazırlamıştı. Fakat ada
çıkarmasının esas kuvvetini teşkil eden Amiral Villeneuve
komutasındaki donanma, Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanmasına Trafalgar'da
yakalanmış, 20 Ekim 1805'de büyük bir hezimete uğramıştır. Fransız
donanması bu muharebede 18 gemi kaybetmişti. Amiral Nelson bu muharebede
yaralanarak ölmüştü, fakat Trafalgar Zaferi de, İngiltere'nin
denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğünü sağlamış bulunuyordu.
2-Napolyon,
İngiltere'yi istila planının başarısızlığa uğradığını görünce, ordusunu hızla
güney Almanya'ya sevketti. 1805'de, Avusturyalıları büyük bir bozguna
uğrattı. 40.000 kişilik bir Avusturya ordusu Napolyon'a esir düştü.
3-Napolyon Austerlitz
kasabası civarında 1805'de, ortak Avusturya-Rusya ordularını büyük
bir yenilgiye uğrattı. Austerlitz muharebesine, "Üç
İmparatorlar Muharebesi" denir. Zira, her üç devletin
imparatorları da ordularının başında bulunuyordu. Bunlar I.Napolyon, II.François
ve I.Aleksandr idi.
» Austerlitz yenilgisi üzerine Avusturya Napolyon'dan barış istedi. Barış antlaşması 26 Aralık 1805'de Presburg'da imzalandı.
Avusturya – Fransa Barışına Göre;
1-Avusturya,Napolyon'un
Almanya' da kurmuş olduğu Bavyera ve Würtemberg Krallıklarını tanıyor ve Campo
Formio ile Venedik'ten almış olduğu toprakları Fransa'ya terkediyordu.
» Austerlitz'den
sonra Napolyon, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğun'na yeni
bir şekil verdi ve 19 Temmuz 1806'da Paris'te imzalanan bir
antlaşma ile Ren Konfederasyou adı altında birleştirdi. Bu
suretle, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu sona eriyordu.
» Diğer taraftan
Napolyon, Austerlitz'den sonra, kardeşlerinden, Louis'yi Hollanda Kralı yaptı.
» Napolyon
Avrupa'yı kendi arzularına göre düzenliyordu.
» Rusya, 1806
Temmuzunda Napolyon ile bir "barış ve ittifak" antlaşması imzalamış
ise de, Rus hükümeti, temsilcisinin, yetkilerini aştığı gerekçesi ile bu
antlaşmayı onaylamamıştır.
Fransa’ya Karşı Dördüncü Koalisyon-Tilsit Antlaşması
» Austerlitz muharebesinin arifesinde, Rusya ve Avusturya'nın devamlı çabaları ve baskıları sonucu, Prusya, on yıldanberi izlemekte olduğu tarafsızlık durumunu terketmiş ve 3 Kasım 1805'de Rusya ve Avusturya ile ittifak yapmıştı.
Bu İttifaka Göre
1-Prusya barış
için iki taraf arasında aracılık yapacak ve Fransa bu aracılığı kabul etmezse,
o zaman Avusturya ve Rusya'nın yanında savaş katılacaktı.
» Lakin Prusya,
bu aracılık işine girişemeden, Avusturya ve Rusya Austerlitz'de yenilmişlerdi.
Napolyon, Prusya'nın ne yapmak istediğini anlamıştı. Bu sebeple, Austerlitz'den
sonra, Prusya üzerinde baskıda bulundu ve Napolyon'dan çekinen Prusya,
15 Aralık 1805'de imzaladığı bir anlaşma ile Fransa'nın ittifakına girdi.
» İngiltere
ile Rusya Fransa ile barış yapmak için müzakerelere giriştiler. Bu görüşmelerde
bir anlaşma meydana gelmedi. Görüşmeler sonuçsuz kaldığı gibi, Rusya ve
İngiltere, Prusya'yı da Fransa'nın ittifakından ayırmayı başardılar.
» Napolyon bu
durumu görünce, Rusya Prusya'nın yardımına gelmeden, Prusya'yı ezmek istedi ve
1806'da Prusya'ya karşı harekete geçti.
» Napolyon, İngiltere,
Rusya ve Prusya'nın meydana getirdiği Dördüncü Koalisyon
ile savaşa tutuşmuş olmaktaydı.
» Prusya,
Napolyon karşısında fazla tutunamadı. 1806’da Prusya orduları ağır
bir yenilgiye uğradılar ve Napolyon Berlin'e girdi. Bütün Prusya Napolyon'un
eline geçmişti.
» Fakat Napolyon
Rusya'yı barışa zorlayamamıştı. Bu sebeple, Prusya'yı ezdikten sonra Rusya'ya
karşı harekete geçti.
» 1806 yılı
sonunda Osmanlı-Rus savaşı da çıkmıştı. Bu suretle Rusya iki cepheli bir
savaş yapmak zorunda kaldı.
» Fransız ve Rus
orduları arasında meydana gelen Eylau muharebesi çok kanlı oldu.
Bu sefer Napolyon'un ordusu da ağır kayıplara uğramıştı.
» Napolyon,
Rusya'ya istediği darbeyi vuramamıştı. Fransız ve Rus orduları
1807'de, Friedland'da ikinci defa karşı karşıya geldiler. Rus
orduları bu sefer yenilmekten kurtulamadı. Rus Çarı I. Aleksandr
Napolyon’dan barış istedi.
» İki
imparator 25 Haziran 1807'de Niemen nehri üzerinde Tilsit'de buluştular.
Tilsit'de Napolyon ile Aleksandr arasında büyük bir yakınlık ve dostluk
kurulmuştur. Buna karşılık Napolyon, Tilsit'de Prusya'ya çok kötü
muamele etmiştir.
» Tilsit'de, 7
Temmuz 1807'de Rusya ile Fransa arasında ve 9 Temmuz 1807
de de Fransa ile Prusya arasında barış imzalandı.
Tilsit Antlaşması ( Fransa – Rus Barışı )
1-Prusya'nın batı
sınırları Elbe nehri oluyor; Napolyon Elbe ile Ren nehirleri arasında
bir Vestfalya Krallığı kuruyor ve kardeşi Jerome'u da bu Krallığın
başına getiriyordu.
2-Napolyon,
Polonya topraklarında bir Varşova Büyük Dükalığı kurmak suretiyle
Polonya bağımsız hale geliyordu.
3-Rusya,
Napolyon'un 1806 Kasımında ilan ettiği "Kıta Ablukası"na
katılıyor.
4-Tilsit'de
Fransa ile Rusya arasında bir ittifak antlaşması da imzalanmıştır. Bu ittifaka
göre, Napolyon Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında ve Rusya da
Fransa ile İngiltere arasında barış için aracılıkta bulunacaklar. Fakat bu
aracılıklar bir sonuç vermezse, Rusya ,İngiltere'ye karşı Fransa'nın müttefiki
olacak; Napolyon'un Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki aracılığı sonuçsuz
kalırsa, o zaman, İstanbul ile Rumeli vilayeti hariç, Osmanlı Devleti'nin
Avrupa topraklan Rusya ile Fransa arasında taksim edilecektir.
5-Napolyon,
Rusya'nın Finlandiya'yı ele geçirmesini de kabul ediyordu.
» Tilsit'den
sonra, Aleksandr'ın İngiltere nezdindeki aracılık teşebbüsleri bu devlet
tarafından reddedilince, Rusya Fransa'nırı ittifakına girdi.
» Rusya Osmanlı
İmparatorluğıı'nu parçalanması için Fransa nezdinde ısrar ediyordu. Halbuki
Napolyon, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması ve bölüşülmesi meselesi,
Fransa bakımından şartların daha uygun olduğu bir zamana bırakmak istiyordu.
Fakat Rusya'nın baskısı o kadar arttıki, nihayet Napolyon 1808'de Erfurt'da
Çar Aleksandr ile yaptığı görüşmede, Eflak ve Buğdan'ın Rusya'ya terkini
kabul etmek zorunda kaldı. Fakat buna rağmen Çar Aleksandr Erfurt’tan
memnun ayrılmadı. Keza Napolyon da. Bundan sonra, iki devletin
münasebetleri zayıflamaya başladı.
Kıta Ablukası (Blocus Continental) Ve İspanya Sorunu
» Jena zaferinden
sonra Napolyon, İngiltereye karşı 1806 da "Kıta Ablukası"nı ilan
etti. Yani, Avrupa devletlerinin İngiltere ile ticaret yapmasını
yasakladı. İngiltere'den mal getiren ve İngiltere'ye mal götüren bütün gemiler,
görüldüklerinde derhal batırılacaktı.
» Lakin, Portekiz
bu kıta ablukasında bir "delik" meydana getirdi. Bunun
üzerine Napolyon, İspanya ile birleşerek, 1807 Portekiz'i işgal
etti. Fakat İspanya'ya güven duymayan Napolyon, 1808 İspanya
Kralı IV. Charles'ı tahtından indirerek, kardeşi, Napoli Kralı Joseph'i
İspanya Kralı yaptı. Napolyon'un bu hareketi, İspanya'da Napolyon'a
karşı milli bir ayaklanma ve direnmenin ortaya çıkmasına sebep oldu. İngilizler
de bu durum karşısında Portekiz'e asker çıkardılar. Fransız orduları
Portekiz ve İspanya'daki muharebelerde yenilmeye başladılar.
Napolyon'a karşı İspanya'da başlayan bu ayaklanmalar, giderek Avrupa'nın diğer
yerlerine de yayıldı.
» Prusya'da da
Napolyon'a karşı milli ayaklanmalar ortaya çıktı.
» Napolyon için
artık kader değişmeye başlamıştı. Campo Formio ile başlayan görkemli dönem, on
yıl sonra, artık sona gelmenin işaretlerini veriyordu.
Beşinci Koalisyon-Avrupa'da Milliyetçilik Akımı
» İhtilalin
hürriyet fikrini bir bayrak gibi bütün Avrupa'ya taşıyarak, kitleleri
hükümdarlara karşı ayaklandıran Napolyon, şimdi bu kitleleri kendi karşısında
bulmaya başlamıştı. Bu silah ilk defa İspanya'da Napolyon'a yöneltildi.
» İspanyollar
Fransız kuvvetlerine karşı, şimdi' "gerilla" dediğimiz çete
muharebeleri yapıyorlardı.
» Napolyon'un
İspanya'da başının derde girdiğini gören Avusturya, ordusunu 1809
Bavyera'ya soktu. Bu suretle savaş başlamış oluyordu. Savaşın
sonucunu tayin eden muharebe, 9 Temmuz 1809 da, Wagram'da yapıldı. Fakat
Avusturya yine yenildi.
» Bu
muharebede, Erfurt'da, Napolyon ile ittifak yapmış olan Rus Çarı, Napolyon'a
ihanet etti. Tilsit ve Erfurt ittifaklanna göre, bir Avusturya-Fransa
savaşında, Fransa'yı desteklemesi gereken Rusya, Avusturya sınırlarına asker
yığarak bu devlet üzerinde bir baskı görüntüsü verdiyse de, Çar Aleksandr,
Avusturya'ya gizlice haber yollayıp, hiç bir harekette bulunmayacağını
bildirdi. Bu şekilde Avusturya, Napolyon ile savaşırken, arkasından, Rusya'nın
kendisini vurmayacağını bilerek hareket etti.
» Avusturya-Fransa
savaşından yararlanan Rusya, topraklarını genişletme yoluna gitti. Galiçya’da
Avusturya'ya karşı ayaklanmıştı. Bunu fırsat bilen Çar Aleksandr, Galiçya'yı
işgal etti. Bu ise, Avusturya'ya dolaylı yardımdan başka bir şey değildi.
Fransa ile Avusturya arasında barış, 14
Ekim 1809'da Viyana'da imzalandı.
Buna göre:
1-Galiçya
toprakları iki kısma ayrılıyor ve Batı Galiçya Varşova Büyük Dükalığı'na, Doğu
Galiçya da Rusya'ya veriliyordu.
2-Salzburg ve
civarını Avusturya, Ren Konfederasyonu'na veriyordu. Salzburg'u Avusturya
Presburg barışı ile almıştı.
3-Yine Avusturya,
İstirya, Trieste ve Fiume ile Hırvatistan'ın bir kısmını Fransa'ya
terkediyordu.
» Bu anlaşmadan
görülüyor ki, Napolyon hala Avrupa'nın düzenleyicisi idi. Fakat ne var ki,
dışardan bu derece görkemli görünen İmparatorluk, göründüğü kadar sağlam
temeller üzerinde bulunmuyordu. Bu temeller sarsılmaya başlamıştı.
» Fransa'nın
içinde de hoşnutsuzluk öaşgöstermeye başlamıştı. Devamlı savaşlar, Fransız
halkında bıkkınlığa sebep olmuştu.
» İspanya'da
başlayan milliyetçilik akımı ise, Almanya ve İtalya'da daha etkili oldu.
Napolyon, bu iki ülkedeki küçük devletleri biraraya getirerek daha büyük
krallıklar haline sokmuştu. Bu ise Almanya'yı da, İtalyayı da, dağınıklıktan
kurtarmıştır. Bunun da iki sonucu olmuştur.
1-Her iki
ülkedeki bu derlenip toparlanmalar, adeta bir "milli birlik" hareketi
oldu. Bu birleşmelerle, yerel ve bölgesel nitelikli özellikler kaybolarak, daha
geniş çaplı "milli’’ özelliklerin ortaya çıkması sağlandı.
2-Napolyon'un bir
el darbesi ile devletleri haritadan silip, yerine başka devletler kurması ve bu
devletlerle istediği gibi oynaması, hem asillerin ve hem de halkın tepkisine
sebep oldu. Napolyon'a karşı, alttan alta bir sinirlilik ve nefret uyanmaya
başladı.
Napolyon'un Moskova Seferi: Altıncı Koalisyon
» Tilsit ve Erfurt
antlaşmaları Fransa ile Rusya arasında gerçek bir dostluk kuramamış ve iki
devletin münasebetleri günden güne bozulmuştu.
Fransa ve Rusya’nın
Arasının Açılmasının Sebepleri
1-Çar Aleksandr
Rusya'nın topraklarını genişletmek arzusundaydı. Napolyon ile dost olmanın bir
yarar sağlamıyacağını görerek, tekrar Napolyon'a cephe almaya başladı.
2-İsveç Kralı
Napolyon'un Mareşal'lerinden Bernadotte'u kendisine veliahd tayin etmişti.
Rusya, Fransa'nın kendisine bu derece yakın gelmesinden hoşlanmadı.
3-Napolyon'un
Tilsit'de, Varşova Büyük Dükaalığı adı ile bağımsız bir Polonya ortaya
çıkarması da Rusya'nın hoşuna gitmedi.
4-Tilsit'den
itibaren Prusya'nın fransız nüfuzu altına girmesi, yine aynı sebeplerle,
Rusya'nın hoşuna gitmedi.
5-Napolyon,
Çar'ın kız kardeşi ile evlenmek istedi. Lakin Çar ailesi buna karşı çıktı.
Bunun üzerine Napolyon, Avusturya İmparatoru'nun kızı ile evlendi. Napolyon Çar
ailesinin reddini hazmedemediği gibi, Çar da, Fransa ile Avusturya arasında
teşekkül eden bu akrabalık bağından hoşlanmadı.
6-Çar Aleksandr,
Napolyon'u ezmek suretile Avrupa'da barışı sağlama görevinin Allah tarafından
kendisine ve Rus milletine verildiğine inanmaya başlamıştı.
7-Önemli
sebeplerden biri de, Napolyon'un ilan ettiği Kıta Ablukası'ndan Rus
ekonomisinin zarar görmeye başlamasıydı. Rusya'nın İngiltere ile ticareti
durmuştu. Çar'ın Kıta Ablukası'na katılması, içerde şiddetli eleştirilere sebep
oluyordu. Bu sebeple Rusya İngiltere ile tekrar ticaret yapmaya başladı. Rusya
artık Fransa'ya karşı cephe almaya başlamıştı.
» Napolyon
Rusya'ya karşı harekete geçmek için büyük bir ordu hazırladı. Prusya’dan ve
Avusturya’dan kuvvet aldı. Hazırladığı kuvvetin yarısını yabancı askerler
teşkil ettiiğinden, Napolyon'un bu kuvvetlerine "Yirmi Millet
Ordusu" deniyordu. Bu ordu 420.000 askerden meydana
geliyordu.
» Napolyon bu
büyük kuvvetle 24 Haziran 1812 de Rus topraklarına girdi. Rus kuvvetleri
Napolyon ile savaşmaya yanaşmayıp, geri çekilmeye başladı. Smolensk
muharebesi'ni Napolyon kazandı. Lakin Rusya Fransa ile barışa yanaşmadı. Rus
orduları mütedamiyen geri çekiliyor ve Napolyon da uçsuz bucaksız Rus
ovalarının içine girdikçe giriyordu. Napolyon'un ilerleyişi Moskova'ya
kadar devam etti. 5 Eylül 1812 de yapılan Borodino muharebesini yine Napolyon
kazandı ve Moskova'ya girdi. Fakat Moskova yanıyordu. Ruslar çekilirken
Moskova'yı yangına vermişlerdi.
» Napolyon
Moskova'da 35 gün bekledi. Kış bastırmıştı. Moskova'ya gelinceye kadar esasen
büyük kayıplara uğramıştı. Asker, gıdasızlık, soğuk ve hastalıktan mütemadiyen
kırılıyordu. Rus halkının milliyetçilik duyguları uyanmış ve Fransız ordusunu
durmadan arkadan vuruyordu. Aleksandr'a üç defa haber yollayıp, barış teklif
ettiyse de, Çar bunların hepsini reddetti.
» Bunun üzerine
Napolyon 1812 de Moskoya'yı boşaltarak geri dönmeye karar verdi. Fakat dönüş
bir hezimet oldu. Rus ordusu bu sefer saldırıya geçmişti. Ordu her gün sayısız
kayıplar veriyordu.
» Napolyon'un
Rusya'daki hezimeti, bütün Avrupa'yı kendisine karşı ayaklandırdı.
Prusya'nın liderliğindeki bütün Almanya tek vücut gibi birleşmişti. Avusturya
da harekete geçmişti. Bu durum karşısında, savaşa devam etmekten vazgeçmeyi
düşünen Rusya da bu devletlere katıldı. İspanyol milliyetçileri ile birleşen
İngiltere de harekete geçti. Bu, Napolyon'a karşı Avrupa'nın Altıncı Koalisyonu
idi.
» Napolyon,
Altıncı Koalisyonuna karşı harekete geçti. Kayınpederi Avusturya İmparator
I. François 1813 de, Leipzig'de "Milletler Muharebesi" yapılan
ve denen muharebeyi kaybetti.
» Moskova
yenilgisi Napolyon'un da sonuna getirdi.
Napolyo’nun İktidardan İndirilmesi
» Altıncı
Koalisyon'un müttefikleri Napolyon'a, Fransa'nın, 1795 sınırlarına
çekilmesi şartile barış teklif ettiler. Napolyon bu teklifi reddetti.
Bunun üzerine Müttefikler, yani Rusya, Avusturya, İngiltere
ve Prusya, 1 Mart 1814 de, Chaumont'da bir ittifak imza
ederek, Fransa 1792 sınırlarına çekilinceye kadar mücadele etmeye karar
verdiler. Fransa her taraftan işgal edilmeye başlandı.
» Şimdi
Fransa'nın içinden de Napolyon'a karşı muhalefet ortaya çıktı. Napolyon
düşürülmek isteniyordu. 31 Mart 1814 de Paris Müttefiklere teslim oldu.
» Napolyon'un
Dışişleri Bakanlığını yapan ve yakın dostu, Talleyrand, 31 Mart'ta Senato'yu
toplayarak Napolyon'un İmparatorluk"tan düşürülmesi kararını aldırdı.
» Napolyon
ile Avusturya, Prusya ve Rusya arasında 11 Nisan 1814 de
yapılan Fontainenleau Antlaşması ile kendisi ile oğlu adına
İmparator'luktan feragat etti. Napolyon kendi ve ailesi adına
imparatorluktan feragat etmekle beraber ‘’İmparator’’ ünvanını ve kardeşleri de
Prenses ve Prens ünvanlarını koruyacaklar ve Napolyon ile ailesi fertlerine
belirli miktarlarda maaş bağlanacaktı. Ayrıca, Napolyon Elbe adasında
oturacaktı.
» 30 Mayıs 1814 de Paris'te, bir yandan Fransa ile dört müttefik devlet arasında bir yandan da Fransa ile müttefiklerin her biri arasında barış antlaşmaları imzalandı. Bu antlaşmalarla Fransa 1792 sınırlarına çekiliyordu. Napolyon'un alt-üst ettiği Avrupa haritasının yeniden düzenlenmesi için Viyana' da bir Kongre toplanacaktı ve Fransa, bu Kongre'nin kararlarını peşinen kabul ediyordu.
Kaynakça
Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi