III.Selim Islahatları ve Nizamı Cedid |
III.Selim Islahat Hakkındaki Düşünceleri
» Islahat düşüncesi, III. Selim için bir baba mirası idi.
» III. Mustafa , Osmanlı – Rus harbinin sonlarına doğru
ölünce I. Abdülhamid tahta, Selim de veliahthğa geçti. Sarayın Kafes adı
verilen dairesinde Selim, ıslahat fikirlerini olgunlaştırmakla uğraştı. Zaten
babası ölürken bu fikirlerden ayrılmamasını ve padişah olunca herhalde ıslahat
hareketlerine girişmesini vasiyet etmişti.
» Avrupa'nın ileriliğine ve üstünlüğüne inanıyordu. Fakat bu
inanç, bilgiden çok duyguya dayanmakta idi.
» İshak Bey'i Paris'e gönderdi. İshak Bey'in ödevi, III.
Selim'ün mektuplarını Fransa kralına götürmek, bundan başka Avrupa hakkında
padişaha bilgi vermekti.
» İstenilen bilgi şu idi : Avrupa devletlerinin birbirleriyle geçimleri; kara ve deniz harplerine dair yeni metodlar, kârhaneler, atölyeler, tersaneler hakkında bilgi..
Nizamı Cedid Nedir
» Nizamı cedid terim olarak ilk defa Fazıl Mustafa
Paşa tarafından imparatorluğa verilen iç düzen için kullanılmıştır. Fakat Fazıl
Mustafa Paşa'dan III. Selim’e gelinceye kadar bu terime Osmanlı tarihinde
rastlanmamaktadır
» Selim III.'ün ismiyle beraber olarak kullanılan
"Nizamı cedid", şimdiye kadar dar ve geniş mânada olmak üzere, iki
şekilde tarif edilmiştir
Dar mânada Nizamı cedid: III. Selim devrinde Avrupa
usulünde yetiştirilmek istenilen talimli askeri anlatır.
Geniş mânada Nizamı cedid ise, III. Selim'ün yeniçerileri
kaldırmak, ulemamn nüfuzunu kırmak, Osmanlı devletini Avrupa'nın ilim, sanat,
ziraat, ticaret ve medeniyette yaptığı ilerlemelere ortak yapmak için giriştiği
yenilik hareketlerinin bütünüdür.
» III. Selim, "Nizamı cedid"i programlaştırırken
onu bir şahsın değil, devletin malı yapmak istedi. Bunun için de ilk iş olarak
devlet adamlarını ıslahat hakkındaki düşüncelerini lâyihalarla belirtmelerini
ferman buyurdu.
» Padişahın emri üzerine, başta sadrâzam olmak üzere, 22
devlet adamı lâyiha sundular. Bunlardan yirmisi Türk, ikisi de Osmanlı
hizmetinde bulunan Avrupalı Hıristiyandı.
» Devlet adamları harbin kuvvetli tesiri altında
bulunuyorlardı. Bu tesir kendisini lâyihalarda gösterdi. Hemen bütün
lâyihaların ağırlık noktasını asker alanında ıslahat teşkil ediyordu. Fakat bu
ıslahat nasıl yapılmalıydı? Bu sualin cevabı üzerinde görüş birliği yoktu. Üç
yol tavsiye edilmekte idi:
III.Selim Islahat Metodları;
Yeniçeri ocağı ve diğer asker ocakları, Kanuni Sultan
Süleyman devrindeki kanunnamelerine göre düzenlenmelidir;
Yeniçeri ocağı ile diğer ocaklara Frenk eğitim ve öğretim
usulleri ve silâhları kabul ettirilmelidir ;
Yeniçeri ocağının kaldırılması veya ıslah edilmesi mümkün
olamıyacağından, bu ocak bir kenara bırakılarak yanında Frenk esaslarına göre
yeni bir ordu kurulmalıdır.
» Padişah, bu muhafazacı ve devrimci düşüncelerden birisini seçmek zorunda kalınca ikincisini seçti; ve bu düşünceyi iyice benimsemiş gençlerden bir ıslahat ekibi kurdu. Ekibin başında İsmail paşazâde Esseyyid İbrahim İsmet Efendi vardı.
Askerlik alanında yenilik şu bellibaşlı maddelerde yapıldı:
Mevcut asker ocaklarının düzenlenmesi;
Avrupa usulünde yeni bir ordu kurulması;
Savaş teknik müesseselerinin düzenlenmesi
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Asker Ocaklarının Düzenlenmesi
» Mevcut asker ocaklarını kaldırmak ve yerlerine yenilerini
kurmak imkânsızdı. Bu sebeple III. Selim , bir taraftan Avrupa usulünde bir
ordu hazırlarken, diğer taraftan da mevcut ocakları mümkün mertebe düzenlemeyi
faydalı gördü.
» Yeniçeri ocağı için haftada birkaç gün eğitim ve öğretim
mecburiyeti kondu. Kumbaracı, lâğımcı, arabacı ve topçu ocakları için yeni kanunnameler
kaleme alındı.
Bu kanunnamelere göre,
Ocaklara rica, şefaat ve iltimas ile er alınmayacak
Erler evlenemiyecek,
Erlerin ve subayların terfilerinde, bilgi ve kabiliyet esas
teşkil edecek
III.Selim Islahatları-Avrupa Usulünde Yeni Bir Ordu Kurulması Nizamı Cedid Askerleri
» Avusturya ve Rusya ile barış imzalandıktan sonra,
İstanbul’a birkaç Avrupalı subay getirilmişti. Bu subaylar Levent çiftliğinde
az sayıda ere askerlik öğretmeye memur edildiler. Böylece talimli askerin
çekirdeği kurulmuş oldu.
» Bundan sonra, talimli asker işleriyle uğraşmak için,
talimli asker nezareti kuruldu. Padişah "Nizamı cedid"in başlı
başına bir askerî ocak olmasını ve buna yeniçerilerden genç olanlarının
girmesini istedi. Yeniçeriler reddettiler. Devlet adamları, yeniçeri ocağının
dışında bağımsız bir asker ocağının kurulmasını çok tehlikeli buldular.
» Bu düşüncelerin şevkiyle "Nizamı cedid",
bostancı ocağına bağlı, bostancı tüfenkçisi ocağı şeklinde kuruldu. Bundan
sonra ocağın nizamnamesi ve kadrosu yapıldı.
» Nizamı cedid ocağının güvenliğini sağlamak da önemli bir
işti. Bunun için yeniçeri ordusu ile halkın sempatisini veya hiç olmazsa
tarafsızlığını temin etmek lâzım geliyordu.
» Bu maksadı temin etmek için devlet, propaganda yapmaya
mecbur oldu. Rusların Boğazları alarak İstanbul'a sahip olmak hususunda
projeleri olduğu sözleri ortaya çıkartıldı. Böyle bir olay yer alsa ne
olacaktı? Osmanlı askerlerinin kimi Anadolu'da çift ve çubuğu ile uğraşmakta,
kimisi de İstanbul'da esnaflığı ile meşgul olmakta idi. İstanbul'u savunmak
için gereken askeri bulmak en az iki aya ihtiyaç gösteriyordu. İşte Levent
çiftliğinde talimli asker bulundurulması sadece İstanbul'un başına gelebilecek
böyle bir tehlikeyi önlemek içinmiş gibi gösterildi.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Savaş Tekniklerinin Düzenlenmesi
» Nizamı cedid ordusunun yetiştirilmesine paralel olarak
tophane, tersane ve mühendishanenin de düzenlenmesine girişildi.
» İsveç, İngiltere ve en çok Fransa'dan dökümcüler ve mahir
ustalar getirtildi. Ocaklar ıslah edildi.
» Tophane'ye nizam verilirken baruthane de düzene konuldu.
» III. Selim , baruthaneleri ıslah ettikten başka yenilerini
de açtırdı. Yeni âletler getirildi.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Donanma-Tersane
» III. Selim donanmayı perişan bir halde buldu. Tersanelerin
çoğu çalışmıyordu.
» Büyük gemilerin kaptanları deniz harp tekniğinin en basit
kaidelerim bilmezlerdi. Bu kaptanlıklar çok kere para kuvvetiyle elde edilirdi.
Deniz erleri, tarlasından zorla alınmış köylüler ile sokaklardan toplanmış aceze
ve dilencilerden ibaretti.
» III. Selim, donanmayı düzene koyma ödevini Küçük Hüseyin
Paşa'ya verdi. Hüseyin Paşa, denizcilik işlerini bir kanunnameye bağladı.
Kaptanlar sınavdan geçirildi, ehliyetsizler atıldı.
» Fransa ve isveç'ten mühendisler getirtildi. Tamamen veya
kısmen çalışmaz durumda olan 15 tersane faaliyete geçirildi,
» Selim devrinin sonlarına doğru Türk donanması, 27 büyük
savaş gemisiyle 27 fregattan kurulmakta idi. General Sebastiyani'ye göre bu
filo, Avrupa filolarının en güzellerindendi.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Eğitim-Öğretim
» Osmanlı imparatorluğunda eğitim ve öğretimin önderi
medreseydi. 18 inci yüzyılda medrese de, yeniçeri ocağı gibi, çürümüş bir
durumda bulunuyordu.
» III. Selim ve Yeni düzenin gerekli olduğuna inanmış olan
ekibi, askerlik alanındaki yenilikler için almış oldukları metodu eğitim ve
öğretim için de yürüttüler. Yani medreseyi kendi haline bıraktılar ve ordu
gereçlerini karşılamak üzere bir teknik öğretim kurmaya çalıştılar. Bu alanda
çalışmalar daha 18 inci yüzyılın ilk yarısında başlamıştı.
» III. Selim, Deniz Okulu yanında Kumbarahane ile (1792) Mühendishane-i Berrî-i Hümayun (Topçu Okulu)nu kurdu (1794).
» Bu okulların kurulmasında yabancı uzmanlardan geniş ölçüde
faydalanıldı. Fransa, İsveç, İngiltere ve daha başka Avrupa memleketlerinden
mühendis, deniz mühendisi, ustabaşı ve ustalar getirildi. Bunların içinde
çoğunluk Fransızlarda idi. Çünkü Fransa, o devirde askerlik alanında en ileri
devlet idi.
» 400 ciltlik bir kütüphane kuruldu. Bu kütüphane harp
sanatı ile ilgili fizik, topçuluk, matematik ve tahkimat konuları üzerinde en
güzel Fransızca kitaplarla meşhur Fransız ansiklopedisini içine almakta idi.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Yayım
» Padişah, ordu ve donanmanın işine yarayacak önemli
kitapların Türkçeye çevrilmesine ve bastırılmasma önem verdi. Bunun için de
ilkin, çalışmaları duraklamış olan Müteferrika matbaasını düzene koydu. Bu
matbaada Fenn-i harp, Fenn-i lâğım ve Fenn-i muhasara kitapları bastırıldı.
» III. Selim devrinde Arapça, Farsça ve Fransızca'dan
Türkçe'ye kitaplar çevrilmesi ve yabancı dil öğrenen Türklerin yabancı dilde
kitaplar yazmaya başlamaları, Türk dilinin bir bilim dili durumuna gelmesi
yolunda önemli hareketlerdir.
» "Nizam-ı Cedit" devrine gelinceye kadar Osmanlı
bilginleri arasında imparatorluğun kuruluşunda Türkçenin büsbütün bırakılarak
yerine Arapçanın bilim dili olduğu gibi halk dili olarak da alınmamasına
üzülenler çoktu. Halbuki Nizamı cedid ile bu anlayışın silinmeye başladığı
görülmektedir. Nitekim Ayıntaplı Asım Efendi'nin Kamus ve Burhan-ı Katı
lûgatlarnı Arapça ve Farsçadan Türkçeye çevirmesi, Türk kütüphanesinin
zenginleşmesi yolunda bir dönüm noktasıdır. Türkçeye yapılan tercümeler henüz
halkın anlayacağı dilde yapılmış olmaktan çok uzaktır; fakat buna rağmen bu
tercümeleri bir yenilik olarak kabul etmek gerektir. Çünkü halk diline götüren amaca
doğru bir çalışmadır.
III.Selim Islahatları-İradı Cedid Hazinesi
» Ordu ve donanmada yapılan yenilikler çok paraya maloldu.
Bu para "îrad-ı Cedit" adıyla Nizamı cedid'in bir bölümünü teşkil
eden özel bir hazineden tedarik edildi.
Bu hazinenin gelir kaynakları şunlardır :
Faizi on kese olan mirî mukataalardan mahlûl olanlar
Tütünden
Rakıdan
Şaraptan
Kahveden
Mora üzümünden
Yünden
Baş hayvanlarından
Her sene yenilenen ferman ve beratlardan
» Bu gelirlerin hesaplarını görmek için "îrad-ı Cedit
Defterdarlığı" adiyle bir teşkilât kuruldu.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve İdare Alanında Düzen
» III. Selim tahta çıktığı vakit, imparatorluğun mülkî
idaresini de anarşi içinde buldu.
» Vezirlerin tayininde liyakat ve ahlâk aranmaz olmuştu.
» Soygunculuk, memurluğun ilk anlarında başlıyordu. Bir
eyalet, yılda bazan iki üç vezir değiştirirdi. Bu, vezirlerin sık sık yer
değiştirmesini ve çok masraf yapmalarını neticelendirirdi. Halkın sırtından
geçinen yalnız vezirler değildi. Bir nevi belediye reisi veya muhtar demek olan
ayanlar da halkı soymakta, vezirlere taş çıkartırlardı. Esas ödevleri adalet
sağlamak olan kadıların çok kere zulümde en ileri gittikleri görülmüştür.
Bu manzaranın ortadan kaldırılması için mülkî ıslahat
yapılması büyük bir zaruret olarak kabul edildi:
Anadolu ve Rumeli yirmi sekiz il'e bölündü. Vezir'lerin
sayısı da buna göre tesbit edildi. Menşei neidüğü bilinmiyen kimselere vezirlik
verilmemesi, devletin güvenini kazanmış tecrübeli kimselerden vezir tayini bir
kanunname ile hudutlandırıldı. Vezirleri seçme hakkı, yalnız padişah ve
sadrâzama bırakıldı. Vezirlerin memuriyet yerlerinde en az üç ve en çok beş yıl
kalmaları uygun görüldü.
İlçelerde ayanların eskiden olduğu gibi ahali tarafından
usulü dairesinde seçilmesi ve bu seçime valilerin müdahale etmemesi kaide
tutuldu.
Kadılar şer'î mazeretleri olmadıkça memurluk yerlerine
gitmemezlik etmiyecekler, kanunnamelerin gösterdiği miktardan fazla hiçbir nam
ile halktan para almıyacaklardı, timar ve zeamet usulü yeni kanunnamesinde
gösterildiği şekilde yürütülecekti.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Ekonomi-Ticaret Alanında Yenilik
» Osmanlı devleti, bu sıralar Hint, İran ve Frengistan'dan
gelen kumaşların istilâsına uğramış bulunuyordu. Padişah, devlet parasının
dışarı çıkmaması için memlekette yapılan kumaşların ve en çok Ankara ile İstanbul'da
yapılanların kullanılmasını vezirlerine tavsiye ediyor bundan başka,
bayramlarda büyük devlet memurlarının birbirlerine vermek zorunda oldukları
hediyelerin de verilmemesini emrediyordu.
» Köklü bir iktisat teşebbüsü, İstanbul'un un ihtiyacını
sağlamak için yapıldı. Zahire toplamak, saklamak ve dağıtmak işi tüccarın
elinden alınarak devlete verildi. Bu iş ile uğraşmak için bir hububat nazırlığı
kuruldu. Hububat nazırlığı için müstakil bir hazine de kuruldu.
» Bütün bu tedbirlerle Osmanlı iktisadiyatında gerçek bir
düzen sağlanamadı.
III.Selim Islahatları-Nizamı Cedid ve Siyaset-Diplomasi Alanında Yenilik
» III. Selim'e gelinceye kadar Avrupa'nın Hristiyan devletlerini aşağı göreme telâkkisi, Osmanlı devlet adamlarında hâkimdi. Bu devletlerden herhangi birisiyle eşitlik şartları içinde siyaset anlaşmaları yapmak din inançlarına aykırı sayılırdı.
» III. Selim ve yardımcıları Hıristiyan devletleriyle
karşılıklı esaslara dayanan anlaşmalar yapmaya başladılar. Napolyon'un Mısır'ı
istilâsı münasebetiyle bir taraftan Osmanlı devleti ile Rusya, diğer taraftan
Osmanlı devleti ile ingiltere arasında yapılan anlaşmalar bu kabiledendir.
Artık Osmanlı devleti için muvazene siyaseti başlamış demekti.
» III. Selim Avrupa'yı tanımak gereğini duydu, işte bunun bir neticesi olarak daimî elçilikler kuruldu. İlk daimî elçilikler Viyana, Berlin, Paris ve Londra'da açıldı. Buralara gönderilen elçiler, üç yıl elçilik yapmaya mecburdular.
Nitekim III.Selim ıslahatları nelerdir? III.Selim ıslahatları ve Nizamı cedid nedir? Nizamı cedid askerleri ve nizamı cedide dair her şeyden bahsetmeye çalıştık